Archive | Kasım 2019

ŞAHLANIŞ HAREKETİ 23 KASIM 2019 BURSA ÇALIŞTAYI

Usul ve kaide şudur ki, genel vaziyeti idare ve sevk mesuliyetini üzerine alanlar, en mühim hedefe ve en yakın tehlikeye, mümkün olduğu kadar yakın bulunur. Yeterki bu yaklaşma genel vaziyeti görüşten uzak bırakacak derecede olmasın. Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1919)

Şahlanış Hareketinin İstişare ve Değerlendirme Toplantısı 23 Kasım 2019 günü Bursa’da Cumalıkızık Köyünde yapılacaktır.

Özel mazeretim dolayısıyla aralarında bulunamayacağım Şahlanış Hareketinin mümtaz kadroları ile gönlüm daima beraberdir. Başarılarının devamını diliyorum.

30 yıllık şerefli bir geçmişi olan bu siyasi hareketin kurucu başkanı Murat Altun Beyi ve üst düzey yöneticilerini 2000-2007 yıllarında Sirkeci Sepetçiler Kasrında düzenlediğimiz Güven Hareketi toplantılarında tanıdım. Yıllar sonra bu grupla fikri dayanışmamız yanında gerçek bir kardeşlik ve dostluk anlayışı içinde birlikte olmaktan daima mutluluk duydum.

Her türlü fiziki olumsuzluğa rağmen hukukun askıya alındığı ve siyasi baskıların zirve yaptığı bir dönemde birliğini muhafaza eden Şahlanış Hareketi; bir yandan tanıtım ataklarıyla özgün fikir ve düşüncelerini tüm Anadoluya yaymaya çalışırken, diğer taraftan siyasi gücünü arttırma gayretlerini aralıksız sürdürmüştür. Bu memnuniyet vericidir.

Kendilerini memlekete hizmet yolunda büyük bir şevk ve heyecan içinde tutmayı başaran Şahlanış Hareketinin birbirine kenetlenmiş inançlı ve disiplinli kadrolarının her geçen gün dahada büyüdüğünü görmek ülkem ve Türk insanının geleceği açısından beni umutlandırıyor. .

Siyasetin, kariyerinde en üst düzeye erişmiş bilgili, tecrübeli, cesur, vatansever ve aydın insanların işi olduğunu her zaman ve her platformda bıkmadan dile getirdim. Bugün iyi düşünen ve lider karakterli beyinlerimizi siyaset sahnesinden uzak tutmak için müthiş bir çaba harcandığı da biliyoruz ve üzülüyoruz.

Bilindiği gibi milli güç unsurlarının en önemlisi ve yönlendiricisi olan Siyaset; Devlet işlerini düzenleme ve yönetme sanatıdır.
Bunun açık anlamı şudur; siyaseti herkes yapamaz ve herkes canı istediği için siyasetçi olamaz. Siyaset yapabilmek için ancak kendi kariyerinde bir sanatkâr seviyesine erişmek, yani yaptığı işi en üst düzeyde yapma zorunluluğu vardır. Bu düşünceden hareket edersek, dünyadaki en zor ve en kompleks faaliyet olduğu bilinen devlet yönetimi işlerinin, sıradan ve niteliksiz kişiler vasıtası ile yerine getirilemeyeceği gerçeğine ulaşırız.

Türkiye gibi bir stratejik bir coğrafyada yer alan ve küresel mimarların sürekli çalışma alanı olan bir ülkeyi sıradan kişilerin yönetmesi asla mümkün değildir. Bilgisiz, kültürsüz, yeteneksiz, devlet ve millet geleneğini anlamamış, milli hasletlerimiz ve milli gücümüzü yeterince tanıma bilincine erişememiş bir takım insanların mevcut seçim kanunlarına dayanarak yüce meclisimize girmeleri ile bugünkü olumsuz “siyasi ahlak ve imaj” yaratılmış ve sonunda halkın siyasetçilere güveni en alt seviyelere düşmüştür.

Siyasetçiler; ülkemizin milli gücünü teşkil eden Ekonomik, Askeri, Demografik, Coğrafi, Bilimsel ve Teknolojik, ve Psiko-Sosyal Güç unsurlarını kullanır, bunları seçilen milli hedefler doğrultunda yönetir ve yönlendirir. Bütün milli güç unsurlarının birbirleri ile uyum içinde çalışmalarını sağlar. Bu unsurların bir bütün halinde milli hedeflerimiz doğrultusunda geliştirilmesi için gerekli tedbirleri alır. İşte bu kadar ağır bir yükü üstlenecek olan siyasetçilerimizin çok özel kişiler olması kaçınılmazdır.

Bugün Türk halkı siyaset (politika) kavramını; yolsuzluk, hırsızlık, soygunculuk, güvenilmez ve inanılmazlık kelimeleri ile eş anlamlı olarak algılanmaktadır. Ayrıca halkımız; yalan, yanlış, eksik ve doğruluğundan şüphe duyduğu konuşmaları da “siyaset yapma” şeklinde ifade etmektedir.

Gerçek şu ki; ülkemizin öncelikli sorunu iyi yönetilememektir. İyi yönetilmek için Türkiyenin yeni, yenilikçi gerçek liderlere ve bu lider yönetiminde uyum içinde çalışacak ülke gerçeklerini iyi bilen gerçek Atatürkçü kadrolara ihtiyacı vardır. Bu kadrolar Şahlanış Hareketi bünyesinde mevcuttur.

Ben, milletine hizmet sevdalısı olarak ülkemizin yönetime talip olan Şahlanış Hareketi kadrolarına özveri ile çıktıkları yolda başarılar diliyorum. Atatürkçü Düşünce’nin ışığında ilerleyen Türk milletinin öz evlatlarından başka hiç bir yerden destek beklemeyen Şahlanış Hareketinin işinin çok zor ve yolunun da çok uzun olduğunu görüyorum.

Yakın bir gelecekte “Şahlanış Hareketi” ismini çok daha sık duyacağımıza ve çevresindeki bir avuç inançlı insanın çığ gibi büyüyerek ülkeyi kaplayacağına inanıyorum.

Yolunuz açık olsun değerli kardeşlerim…